İbrahim Tuna - Thomas Mann'ın Sözü Hakkındaki Fikirlerim

 Thomas Mann’ın “Büyülü Dağ” romanındaki "Çünkü insan, birey olarak yalnız kendi kişisel hayatını değil, aynı zamanda, bilinçli veya bilinçsiz olarak, kendi çağının ve çağdaşlarının hayatlarını da yaşar..." cümlesi gerçekten de her gün yaşadığım dünyayı bana sorgulatmamı sağladı: İnsan, bir yandan kendi hayatını yaşar gibi görünürken, aslında zamanının ve diğer insanların hayatına dokunur aynı zamanda geçmişteki insanların yaşadıklarının etkileriyle de kendi zamanı etkilenir ve "günümüz" dediğimiz zaman şekillenir. Bu düşünce, beni durup kendimi sorgulamaya itti.


Hayatımın hangi kısımları tamamen bana ait? Hangileri, çevremden ya da çağımdan bana kalan bir miras? Bazen bir karar alırım ve bu kararın tamamen bana ait olduğunu düşünürüm. Ama derinlemesine inceleyince, çoğu zaman bunun o kadar basit olmadığını görüyorum. Alışkanlıklarım, korkularım, umutlarım çoğu kez ya ailemden, ya çevremden ya da içinde yaşadığım toplumdan gelen izlerle dolu. İnsanlarla olan tecrübelerim, başkalarının geçmişten aktardığı deneyimlerinin benim üstümdeki etkileri ve hayatın akışını anlamlandıran daha bir sürü olaylar... Şimdi düşünüyorum da, belki de bu izleri o cümleyi okuduktan sonra daha çok fark etmeye başladığım için o cümle beni bu kadar etkiledi. Hayatta yaşadığım şeylerin ne kadarının kendi benliğimin yüzde yüz saf tecrübesi olduğunu düşünüp şüpheye düşmek işi içinden çıkması zor bir duruma sürüklüyor bana göre.


Bir resim çizerken ya da bir şiir yazarken, aslında o anda sadece kendi düşüncelerimi kağıda döküyormuşum gibi hissediyorum. Ama aradan zaman geçince, o yaptığım şeylerde çevremi, çağımı ve başka insanlarla paylaştığım hikayeleri, bunların bende kalan anılarını, etkilerini de görüyorum. Mesela defterime yazdığım eski bir cümle; şimdi baktığımda, bir dönemki ruh halimi ve o zamanki çevremi bana anlatıyor. Aslında hepimiz, farkında olmadan, kendi hayatımızdan daha büyük bir hikayeye katkıda bulunuyoruz. Ve belki de bu söz bu durumu bize sorgulatan, sorgulamamızı sağlayan en güzel sözlerden birisi... Gerçekten tamamen kendimize ait bir hikayeyi mi yaşıyorum yoksa büyük bir hikaye bütününün küçük bir parçası mıyım?..


Hayatta her zaman derin izler bırakacak olaylar yaşamayabiliriz, ama bazen sıradan görülen anların dahi büyük anlamları olabileceğini düşünmemiz normaldir. Bir defterin köşesine yazılmış basit bir cümle ya da bir dost sohbetindeki kısa bir anı, zamanın etkisiyle değişir ve hayatın büyük resmi içinde anlam kazanır.


Mann’ın sözleri, bana yaşadıklarımı daha dikkatle düşünmem gerektiğini hatırlattı. İçinde bulunduğum zamana bir bağlılık hissi verirken, aynı zamanda seçimlerimin etkisini düşünmemi sağlattı. Sadece bu yazıyı yazarken bile küçük, büyük bir sürü anım gözlerimin önünden geçti ve zaman içinde beni ben yapan özelliklerimin oluşmasında ve kişiliğimin başka insanlar üzerindeki etkisini düşünmek daha da hoşuma gitti Seçtiğim her kelime, yaptığım her hareket, sadece benim değil, aynı zamanda çevreme yansıyan bir etki...


Hikayem sadece bana ait değil. Yaşarken bunun farkında olmasam da, büyük bir tablonun parçasını oluşturuyorum. Bu farkındalık, hayatımı benim için daha anlamlı bir hale getiriyor. Aynı zamanda, bu büyük resimde daha bilinçli bir yer almak için bana ilham veriyor. Belki de bu nedenle, Thomas Mann’ın o cümlesini yeniden ve yeniden düşünüyorum; çünkü eylemlerimin uzun süreç içerisinde büyük bir etki sağlayacağını düşünmek beni hayatımı daha anlamlı yaşamaya itiyor.


İbrahim Tuna Kostak

Comments

Popular posts from this blog

Yeal 11/A Felsefe Blog

Sami Kılıçaslan - Cinayet Kavramı

Mete Yiğit - İnsan Zekası