Mert Efe - "Çünkü insan, birey olarak yalnız kendi kişisel hayatını değil, aynı zamanda, bilinçli veya bilinçsiz olarak, kendi çağının ve çağdaşlarının hayatlarını da yaşar..." Thomas Mann'ın 'Büyülü Dağ' romanında geçen bu cümle hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu cümle, insanın yalnızca kendi kişisel hayatını yaşamadığını, aynı zamanda içinde bulunduğu toplumun, çağın ve kültürel değerlerin etkisiyle şekillendiğini ifade etmektedir. İnsan, tarihsel, sosyal ve kültürel bağlamlardan bağımsız düşünülemez. Birey, hem kendi düşünce ve değerlerini oluştururken hem de davranışlarını sergilerken bu bağlamlardan etkilenmektedir.
Bu görüş, Jean-Paul Sartre’ın felsefi düşünceleriyle ilişkilendirilebilir. Sartre, bireyin özgürlüğünün ve seçimlerinin, yaşadığı toplumla olan bağları üzerinden değerlendirilebileceğini savunmaktadır. Birey, özgür olsa bile bu özgürlüğü, toplumsal ve tarihsel koşulların içinde deneyimlemektedir.
Benzer şekilde Michel Foucault, bireyin yalnızca çağının ve çağdaşlarının etkisi altında olmadığını, aynı zamanda bu etkilerin iktidar ilişkileri tarafından şekillendirildiğini belirtmektedir. Bu, bireyin yaşadığı dönem ve içinde bulunduğu düzenin onun düşünce ve davranışlarına ne derece nüfuz ettiğini açıklamaktadır.
Sonuç olarak, bu cümlenin doğru bir yargı ifade ettiğini düşünüyorum. Çünkü geçmişten günümüze bireyler, toplumlarına bağlı kalarak var olma çabası göstermişlerdir. Bu durum, günümüzde de devam etmektedir. Örneğin, bir kişi çalıştığı iş yerinde kendi isteklerini her zaman özgürce gerçekleştiremez; onun davranışları, üstlerinin veya iş çevresinin beklentilerine göre şekillenir.
Bu nedenle birey her ne kadar özgür gibi görünse de aslında çağının, toplumunun ve çevresinin etkisi altında hayatını sürdürmektedir.
Comments
Post a Comment