Posts

Showing posts from October, 2024

Arda - Cinayet Kavramı

 Bence bu bir cinayet sayılmaz. Bu konu tartışmaya açık bir konu ama bence cinayet sayılmamasının nedeni cinayetin anlamıdır, ama yaptığı davranış ise kabul edilebilir bir davranış değildir. Kör olmasa birnevi anlaşılır ama kör olduğunu bile bile bu olaya göz yumuyosa ve vicdanı bunu kaldırabiliyorsa bana göre psikolojik sorunları vardır. 11-A 380

Mete Yiğit - İnsan Zekası

 İnsan aklı, bilinci veya zekâsı bana göre hem bir nimet hem bir yara olarak kabul edilebilir. Fakat bu insandan insana ve duruma göre değişiklik gösterebilir.    Bugüne kadar insan aklı, bilinci insanların çeşitli aletler üretip doğada hayatta kalmasına yardımcı oldu. Ayrıca insanın varlığının bilincinde olması olmasi onu varlığı, oluşumu ve yaşama nedeninin sorgulamaya yatkın bir hale getirir ve bunun sonunda yaptığı araştırmalar ileride farklı dallara bölünebilir. Bugün sahip olduğumuz kültür ve bilgiler atalarımızın kazanmış olduğu bilinç sayesinde ortaya çıkmıştır. Bunlar bir yana ahlaksal, etik problemler savaşlar vb. Sorunlaryine insanın bilinçli bir varlık olmasından kaynaklanır.   Bana kalırsa insan bilinci doğru şartlar yaratmak için kullanılıyor olsaydı bir nimet sayılabilirdi fakat günümüzdeki duruma bakınca insanın varlığının bile bir yara olduğunu düşünmeden edemiyorum. İnsanlık tarafından çevreye ve türlere verilen zararlar, insanın insana verdiği zararlar göz önüne alın

Mert Efe - Cinayet Kavramı

 Öncelikle “Acaba insan başka bir kişiden neden hoşlanmayabilir?” sorusuna yanıt arayarak başlamak istiyorum. Ya kişi yalnız kalıp yaşamayı sevdiği için başka birinden hoşlanmayabilir ya da kendi çıkarları başka bir insanın çıkarları ile uyuşmadığı için hoşlanmayabilir. Tabii yazdığım bu iki olay dışında da insanlar arasında sevmeme durumu ortaya çıkabilir. “Ne olabilir ki bu durumlar?” diye düşünürken çevremdeki insanlara bakarak veya kendi hayatımı düşünerek bu soruya cevap aradım. Bulduğum bazı sebepler şunlar: kıskançlık veya rekabet, önyargılar, empati eksikliği ve bencil davranışlar.      O hâlde Ahmet, kör olan Mehmet’ten neden hoşlanmayabilir? Belirttiğim sebepler üzerinden gidersek Ahmet’te önyargı veya empati eksikliği olabilir ve bu da Mehmet’in yaşadığı hayatı anlamasını zorlaştırır. Ahmet’in, Mehmet’e karşı olan bu olumsuz görüşleri onu Mehmet’e karşı duyarsızlaştırır ve Mehmet’e gelebilecek herhangi bir zarara göz yummasına neden olur. Bunların Ahmet’e göre kendi açısında

Kağan - Onur ve Özgürlük

      Neden Ancak Özgür Bir İnsan Onurlu Yaşayabilir?      Neden ancak özgür bir insan onurlu bir yaşam sürebilir. Önce özgürlük ve onuru tanımlamam gerek. Benim fikrimden önce kelime anlamları olarak; Özgürlük,  Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya bağlı olmaksızın düşünme veya davranma, herhangi bir şarta bağlı olmama durumu, Onur ise İnsanın kendine duyduğu saygı ve Şeref, olarak veriliyor.       Benim fikirlerime gelecek olursak, bence Özgürlük kendi inandığının arkasında durabilmektir, böyle okuyunca cesaretmiş gibi geliyor ama tekrar düşünün fikrini savunamayan biri özgür müdür ? Sadece özgürce düşünebilmek özgür olmaya veya düşünmesini engellemek birini köle etmeye yeter mi ? Açıkçası benim özgür insan olarak bir insan belirlemem çok zor. Aklıma gelen onca isimlerin arasında bence en özgür (ki bu kısımda "en özgür diye bir kavramın olup olmadığını bilmiyorum) Diyojen'dir. Özgür olmak  bu insandan yola çıkarsak kendin olabilmektir. Peki kendin olmak özgür olmak için yeter

İbrahim Tuna - Cinayet Kavramı

 Ahmet, kör olduğunu bildiği Mehmet’in bir uçuruma doğru yürüdüğünü görüyor, ama ondan hoşlanmadığı için aşağıya yuvarlanmasına göz yumuyor. Bu cinayet sayılır mı? Bu soru sorulduğunda bana beş saniye içerisinde karar ver denilseydi muhtemelen "Evet" derdim. Ancak madem zamanımız ve düşünebilecek bir aklımız var, biraz yorumlayalım. Bu soru karşısında aklımda birden fazla alt konu başlıkları oluşuyor. Bunlar benim için: Doğal seçilim, Tramvay problemi, Yasalara göre alınabilecek karar... Önce konuyu birazcık içselleştirirsek daha rahat anlayacağımızı ve yorum yapma seçeneklerimizin artacağını düşünüyorum. Ahmet, Mehmet diye örneklerdense yakın çevremiz kişileri Ahmet ve Mehmet'in yerine koyarsak empati yapmamız kolaylaşır. Kendimi Ahmet'in yerine, pek sevmediğim ama buraya da tabii ki ismini veremeyeceğim birini Mehmet'in yerine koyduğumda benim için durum daha zor ve karmaşıklaşıyor. Uçurumun kenarında ölümüne bir kaç adım kalmış pek de sevmediğim arkadaşımın hay

İrem - Tanrı ve İyilik Euthyphron İkilemi

  Euthyphron İkilemi   Acaba bir şey, Tanrı istediği için mi iyidir, yoksa o, iyi olduğu için mi Tanrı tarafından buyurulmuştur?   Kaynağı Sokrates’in Euthyphron isimli bir kişi il e olan konuşması olan ve ismi Euthyphron İkilemi olan bu soru uzun bir sür edir insanlık tarafından konuşulup tartışılmaktadır.    Unutmamak gerek ki Sokrates ve Euthyphron ’un iyinin, doğrunun ne olduğunu tartıştıkları zamanda Antik Yunan’da çok tanrılı bir inanç vardı. Bu da sorudaki Tanrı kelim esini çoğul yapıyor.    Euthyphron’in c evabı bir şeyin iyi olma sı için Tanrı lar tarafından sevilmesi g erektiği yönünde olur. Ama inandığı çok tanrılı dine göre tanrıların tamamının ortak bir karara varıp iyiyi v e kötüyü belirl e mesi mümkün d eğil. Bunun ardından Sokrats ile birlikt e başka bir sonuca varırlar. Tanrılar tarafından ortakça iyi olarak b iline n ş e yl er iyi, kötü olarak bilinen kötü v e anlaşılamayanlar is açıkta kalacaktır. Aslında bu da açıklayıcı bir c e vap olmayacak çünkü

Mehlika - Tanrı ve İyilik

 Acaba bir şey Tanrı istediği için mi iyidir, yoksa o iyi olduğu için mi? Tanrı tarafından buyurulmuştur. Nasıl ki bir aleti yapan onun tüm özelliklerini biliyor, daha iyi nasıl çalışır buna hakimse bizleri yaratan Tanrı da bizim tüm güçlü ve zayıf yönlerimizi bilmektedir. Kullarının hem bu dünya hem de öteki dünyada mutlu olması için iyi şeyleri emredecektir. Nasıl ki mükemmel bir aleti yapan kişi onu kırıp dökmez, zarar vermezse; bizi yaratan da bizim iyiliğimiz için iyi olan şeyleri emredecektir. Bir anne-babadan pay biçersek kendilerinden olan evlatları için canını verirse, Tanrı da yarattığı kullarının iyiliği için iyi olan şeyleri emderecektir.  Şimdiye kadar Tanrının emrettiklerinden kim zarar görmüş? Aksine emrettiklerine uyulmadığı için insanlık ve dünya bu halde.  Mehlika Kibar 11/A 290

Mert Ege - Onur ve Özgürlük

  Güzel Türkçemize Fransızca honneur kelimesinden geçmiş olan onur kavramı TDK’ya göre “ İnsanın kendine karşı duyduğu saygı ” anlamına gelmektedir. Peki, gerçekten de sadece özgür bir insan mı onurlu bir hayat sürdürebilir?   Sözlük anlamından da anlaşılacağı üzere, onur kavramı temel olarak bir birey sellik ve öz barışıklık içerir. Dolayısıyla, burada cevabını aramamız gereken asıl soru şudur:   “ Ö zgür olmayan bir insan kendiyle ne kadar barışık olabilir?”   Özgür bir bireyi özgür olmayan bireyden ayıran en temel şey düşünceleridir. Özgür bir insan toplum içinde karşılaştığı sorunlara kendi deneyimleri ve ahlakı çerçevesinde , toplumun baskısına aldırmadan yorumlamaya çalışırken, “tutsak” bir birey adeta bir arı kovanındaymışçasına ona toplum tarafından empoze edilen değerler çerçevesinde hareket eder. Toplumun değerleri n i (şeref, namus, ahlak vb.) as la sorgulamaz. Düşüncelerini ve hareketlerini vicdanen doğru olduğuna inandığı şeye göre oluşturmak yerine, toplum tara